Sağlık Sanayimizin Geleceği Çalıştayı’nda konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Sağlık teknolojilerini millileştirerek kendi aşımızı, ilacımızı ve medikal cihazlarımızı üretebilirsek, küresel sağlık krizlerinden en az seviyede etkilenir ve bağımlılık kaynaklı oluşabilecek sorunlardan kaçınmış oluruz. Sağlık teknolojilerini millileştirerek, halk sağlığını güvence altına almış oluruz” dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Sağlık-Sen, Kocaeli Üniversitesi, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi ve birçok sivil toplum kuruluşunun paydaşı olduğu “Sağlık Sanayimizin Geleceği Çalıştayı” gerçekleştirildi. Çalıştayda, ülkedeki sağlık sanayinin geleceği ve gelişen sağlık teknolojileri konularında çözümler ve sorunlar masaya yatırıldı.
Çalıştaya; Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Eski Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Genel Başkan Yardımcısı İdris Baykan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Kocaeli AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Cihannüma Derneği Genel Başkanı Rıza Yorulmaz ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi katıldı.
“Sağlık Teknolojileri Kritik Öneme Sahip”
Çalıştayda konuşan Genel Başkan Mahmut Faruk Doğan, günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin ve küresel arenadaki yerlerinin teknoloji üretme kapasiteleriyle ölçüldüğünü söyledi. Doğan, “Bu bağlamda, milli teknoloji geliştirme yalnızca bir ekonomik kalkınma meselesi değil; aynı zamanda ulusal güvenlik, bağımsızlık ve stratejik üstünlük meselesidir. Nasıl ki savunma sanayi gibi kritik sektörlerde milli teknolojiye sahip olmak ulusal güvenlik açısından büyük bir avantaj ise, sağlık teknolojileri de bir o kadar kritik öneme sahiptir” diye konuştu.
“Dışa Bağımlılık Halk Sağlığını Riske Atabilir”
Pandemi döneminde olduğu gibi bir ülkenin sağlık teknolojilerine sahip olmasının kriz zamanlarında hayat kurtarıcı bir rol oynayabildiğini belirten Doğan, şunları söyledi:
“Özellikle medikal cihazlar, ilaç üretimi, aşı geliştirme ve dijital sağlık altyapısı gibi konularda dışa bağımlılık, halk sağlığını riske atabilir. Bu nedenle, sağlık teknolojisinde ilk hedefimiz kendi kendine yeter hale gelmek olmalıdır. Ama biz bugün, çok şükür, nasıl ki savunma sanayinde insansız hava araçlarımız ve diğer unsurlarımızla dünyada söz sahibi olduysak, sağlık sanayinde de o seviyeye gelmemiz gerektiğine inanıyoruz. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanları olarak bu alanda üzerimize düşeni yapmaktan ve her türlü mücadeleyi vermekten geri durmayacağız.”
“Yerli Üretimi Teşvik Etmeli ve İnovasyonu Desteklemeliyiz”
Sağlık teknolojilerinin millileştirilerek ithalat maliyetlerinin düşeceğini ve ülke ekonomisine ciddi manada katkı sağlanacağını kaydeden Doğan, sözlerine şöyle devam etti.
“Sağlık teknolojilerini millileştirerek kendi aşımızı, ilacımızı ve medikal cihazlarımızı üretebilirsek, küresel sağlık krizlerinden en az seviyede etkilenir ve bağımlılık kaynaklı oluşabilecek sorunlardan kaçınmış oluruz. Sağlık teknolojilerini millileştirerek halk sağlığını güvence altına almış oluruz. Dolayısıyla, süreci doğru planlamalı, yerli üretimi teşvik etmeli ve inovasyonu desteklemeliyiz. Güçlü bir ülkeyiz. Sağlık teknolojilerinde de çok daha iyi yerlere gelmemiz kaçınılmazdır.”
Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Karahocagil: Gelişmenin Önünde Giden Bir Ülke Olmalıyız
Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil ise özellikle pandemiden sonra teknolojik firmaların sağlık sektörüne önemli yatırımlar yaptığını söyleyerek, sağlığa yön verdiklerini kaydetti. Karahocagil, “Burada bize düşen tıpkı savunma sanayindeki örnek gibi gelişmenin gerisinde kalan değil önünde giden ve oyun kuran bir ülke olmak” diye konuştu.
Konuşmaların ardından panellere geçildi. Panellerde, ilaç sektöründe ve tıbbi cihaz sektöründe yaşanan gelişmeler tartışıldı.
